2 Kasım 2010 Salı

AĞLAMAK

Bebeğinin ya da çocuğunun ağlamasını kim ister ki?Oysa ağlamak yavrumuzun ilk yıllarda kendini ifade etmesinin en önemli aracıdır.Bebekken;acıktıklarında,altlarını kirlettiklerrinde,gaz problemleri olduğunda ya da kendini güvende hissetmediklerinde ağlarlar.Çocukluk dönemine geçişte ise öfke,istediklerinin olmaması ,korku ya da sadece dikkat çekebilmek için ağlarlar.Onlar için öylesine doğal bir ihtiyaçtır ki.Oysa biz anne babalar için endişe verici ve korkutucudur.Çoğu zaman o ağlamanın altında yatan nedeni keşfetmektense,o ağlamayı durdurmaya çalışırız.''Ağlama'' dedikçe daha çok ağlar ve elimiz ayağımıza dolanır.Üstelik toplumsal alanlarda da çocuğumuzun ağlıyor olması ya da neşeli ve biraz yüksek sesli bağırışları tepki görür.

Aslında doğar doğmaz insanın verdiği ilk tepki ağlamaktır.Bizler 'büyüdükçe ' yabancılaşırız bu duygumuza.''Erkekler zaten ağlamaz''.Kadınlar da artık güçlü ve ağlamayan olmalıdırlar.Toplumumuz da ayıplar ağlayanı..Bunun tersi de çoğu zaman ayıptır.Kahkahalarla gülen biri olunca gözler ona çevrilir ve hoşnutsuzlukla bakılır.Duygular gizlenmelidir,uluorta yaşanmamalıdır.Oysa bizi biz yapan şey duygularımız değil midir?Doya doya ağlamak ya da kahkahalarla gülmek en doğal hakkımız değil midir?  

                                                                                                                    eylem t

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder