5 Temmuz 2014 Cumartesi

VAROLMANIN DAYANILMAZ SORULARI



Her şey yolunda gidiyor dediğin,kendini mutlu ve yaşama sevinciyle dolu hissettiğin bir zamanda ,aniden ciddi bir sorunla yüz yüze gelirsin.Neye uğradığını şaşırdığın bu an, olumlunun olumsuza dönüştüğü bir döngünün içinde bulursun kendini.

Ani bir darbe gibi, hayatının tam merkezine yerleşen bu şok edici olumsuzluk , daha sonra başka bir döngü yaratarak, kendi olumlu sonuçlarını da mı barındırıyor aslında?Tecrübe denilen,öğrenme ve hatta belki de bilinçlenme denilen şey, bu birbirini takip eden döngülerin bize kazandırdıkları mı ?

Hayatın en çıplak gerçeği ve korkusuyla yüzleştiğinde mi su yüzüne çıkıyor hayatın gerçek anlamı?O çok aranılan,uğruna belki bir ömür boyu kafa patlatılan 'anlam' aslında çok basit bir 'yaşama tutunulacak dal' 'sığınılacak bir liman' tercihinden mi ibaret?

Yeryüzünde sadece bir nokta kadar olan fiziksel varlığına rağmen , düşüncelerinde ve hayallerinde dünyanın tamamını kapladığına dair yanılsama,  bizim asıl zavallılığımız değil mi?

Bir tepeden dünyaya baktığında ,uçsuz bucaksız bir tarlanın ortasında,denizin sonsuzluğunda ya da gecenin yıldızlı büyüsünde ,ilk iç çekişte kafanda beliren ilk şey ne olur? Hesapsız ,kitapsız,anlık ve de sonsuz.

Koşuşturmacayı bu kadar sevmemizin kökeninde kendi gerçeğimizden kaçmamız yatmıyor mu? Hiçbir zaman dört nala giden atlar gibi özgür olamayacağımızı bilmek bizim hiç kapanmayacak yaramız mı?

Yine de , her şeye rağmen, hakkımız değil mi ' hayat çok güzel ve yaşanası' diyebilmek ?
                                                                                                                                                       eylem t

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder